Son jön Yalçın Dümer, Bodrum'da öğretmenlik yapıyor

Yalçın Dümer, 80’lerin sonu ve 90’larda yer aldığı filmlerle dönemin tanınan jönlerindendi.

Son jön Yalçın Dümer, Bodrum'da öğretmenlik yapıyor
19 Nisan 2021 - 09:43 - Güncelleme: 20 Nisan 2021 - 09:47
Babası usta oyuncu Ekrem Dümer’in peşinden giden Dümer, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda başlayan kariyerini şöyle anlatıyor: “Bizim ev hiçbir şekilde oyunculuğun olduğu bir yer değildi ve babam eve iş getirmezdi. Ailenin tek çocuğuydum. Babama özeniyordum tabii ama benim tüm hevesim gazeteci ya da formasını giydiğim Galatasaray’da basketbolcu olmaktı. Tiyatroda doğdum ve orada büyüdüm. 17 yaşındaysa bir heves geldi bana ve babamdan gizli Şehir Tiyatrosu’nun sınavlarına girdim. Babam, inanılmaz derecede ters çıktı ve benimle konuşmadı. Hatta jüride o da vardı. O zamanlar sıkı yönetim dönemiydi ve komutanlar da yer alıyordu jüride. Bu arada babam sınava girdiğim an jüriden çıktı. Hatta uzun bir süre benimle konuşmadı. ‘Başarmak çok zordur, başaramazsan alkolik olursun’ diyordu bana. Ve ben, 10 kişilik kontenjanda 3’üncü olarak sınavı kazandım.”

Dümer, sınavı kazandıktan 2 yıl sonra Şehir Tiyatrosu ve sinemadaki ilk başrol teklifini aynı anda alır: “Şehir Tiyatrosu’ndaki bir oyunun başrol oyuncusu sakatlandı. O rol bana teklif edildi. Aynı anda da ilk başrol film teklifimi de aldım. Müjde Ar ile ‘Asılacak Kadın’... İki hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Tiyatrodaki ikinci başrolüm ise ‘İki Efendinin Uşağı’ oyunuydu. O oyunla kadroya direkt girdim. Oyunu sergilediğimiz ilk gün ‘Asılacak Kadın’ın galası da vardı. Oyunu oynayıp koşa koşa Emek Sineması’na gittim ve kendimi ilk kez perdede gördüm. Heyecan vericiydi. Babam o filmi gizliden izledikten sonra benimle gurur duymaya başladı. ‘Ben babamdan ileri, oğlum benden ileri olacak. Sen de yavaş yavaş başarıyorsun’ derdi. 11 yıl sürdü tiyatro... 50’den fazla filmde rol aldım. Hep başrol nasip oldu.”

Yalçın Dümer’in tiyatrodayken bir yıllık Amerika macerası oluyor. Oyuncu, orada her işi yaptığını dile getiriyor: “Tiyatrodan izin alarak Amerika’ya gittim. New York Üniversitesi’nde hem İngilizce hem de oyunculuk dersi aldım. Orada yapmadığım meslek kalmadı. Benzincide çalıştım, bahçıvanlık, boyacılık, bulaşıkçılık ve garsonluk yaptım... Yeşilçam’da 4 başrol oynamıştım ve biriktirdiğim parayla gittim. Hürriyet gazetesi o dönem haberimi yapmıştı.Yalçın Dümer’in televizyon macerası ise Kanal D ile oluyor. “Hayatım boyunca hep Kanal D’de çalıştım” diyen Dümer o dönemi şöyle anlatıyor:

“Kanal D’nin ilk programlarını sunanlardanım. Ebru Cündübeyoğlu ile ‘Çalar Saat’ ve ‘Sabah Şekerleri’ni sundum. Ondan sonra ‘Televole’ye transfer oldum. ‘Televole’, o devrin en büyük programıydı. Ardından da Fanatik gazetesinin genel yayın yönetmeni Necil Ülgen, ‘Bizde yazmak ister misin?’ dedi. Rüyamdı... 16 sene Fanatik gazetesinde çalıştım. 8 yıl da gazetenin internet müdürlüğünü üstlendim. Oradan emekli oldum.” Televole’yi sunarken sokakta yürüyemediğini söylüyor: “En parlak dönemim ‘Televole’ zamanıydı. Ama hiçbir zaman burnum havada olmadı. Çünkü ben mahalle çocuğuydum. Hâlâ fotoğraf çektirip sohbet ediyorlar. Güzel anılar bırakmışım hayata. En unutamadığım filmim de Hülya Avşar’la başrolünde yer aldığım ‘Hasan Boğuldu’dur.”
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum