Hacı Sabancı'dan aile itirafı

Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in üçüncü konuğu genç iş insanı Hacı Sabancı oldu. Arzu-Ömer Sabancı çiftinin en büyük oğulları olan Hacı Sabancı, dedesiyle aynı adı taşımaktan büyük bir gurur duyduğunu şu sözlerle anlattı:

"Hem dedemin adını taşıyor olmak hem de böyle kıymetli bir soyadının sahibi olmak benim için hep gurur kaynağı oldu. Bu topraktan kazandığını tekrar bu toprağa, bu ülkeye veren bir ailenin mensubuyum, bu da ayrı bir gurur." Sıkı bir Beşiktaş taraftarı olan Hacı Sabancı, kardeşleri Hakan ve Kerim'in kendisinden daha fanatik olduğuna da değindi.

ÇAĞDAŞ SANATA İLGİM VAR

Liseyi İstanbul'da okuduktan sonra dünyanın sayılı okullarından biri olan Boston'daki Tufts University'yi kazanan ve ekonomi eğitimi alan Hacı Sabancı, sanata olan ilgisinin de orada aldığı sanat tarihi derslerinden sonra arttığını dile getirdi. "Üniversiteyi kazanabilmek için kriterlerden biri de okul dışı yapılan aktivitelerdi. Ben de lise yıllarımda 'sosyal değildim' diyebilirim. Yaptığım çok fazla aktivite veya ilgilendiğim bir spor branşı da yoktu. Sakıp Sabancı Müzesi yeni kurulmuştu ve okul sonrası orada çalışmaya başladım. Çalışmak derken okul çıkışı iki üç saat gidiyordum; orada hatları tercüme eden bir hoca vardı ben de onun tercümelerini bilgisayara geçiriyordum. Aslında ilk merakım her gün müzeye gittikçe, tabloları izledikçe başladı. Üniversitede Rönesans dönemi tarihi dersleri vardı. Onları da çok sevdim. Okul bittikten sonra Türkiye'ye döndüm, annemle babamın başlattığı Arzu-Ömer Sabancı Koleksiyonu vardı. Onunla ilgilenmeye başlayınca çağdaş sanata olan ilgim arttı. İstanbul'a dönene kadar, yani üniversite yıllarında çağdaş sanata değil, daha çok modern sanata ilgi duyuyordum. Daha sonra annemle babamın başlattığı koleksiyonla ilgim biraz daha çağdaş sanata doğru kaydı."

Hacı Sabancı; çağdaş sanat sergilerini, galerileri ve müzeleri gezmenin insanın ruhuna iyi geldiğini ifade etti: "Günde belli bir vakit ayırabilmek çok kıymetli. Ben yarım saat veya 45 dakika ayırıyorum bazen o bile iyi geliyor. Dergi okumak, internetten Madrid'deki bir serginin haberini okumak... Bunlar bile çok iyi hissettiriyor." Herkesin eser alma şeklinin farklı olduğunu söyleyen Sabancı, bunu şöyle açıkladı: "Gördüğüm anda mutlaka almam gerekiyor dediğim de oldu ve aldım. Ben biraz düşüneyim veya birilerine danışayım şimdi almayıp ileride tekrar bakarım dediğim de oldu. Bu şu an bana daha doğru geliyor. Ama her ikisine de saygım var. Sonuçta beğendiğin bir şeyi imkanların çerçevesindeyse de kaçırmamak gerekiyor. Çünkü insan kendi zevki için alıyor." Sabancı, eserin sanatçısıyla dostluk kurmanın önemini de şu sözlerle anlattı: "Tanıdıktan sonra hele bir de sevdiysen, değer verdiysen o kişiye, eserini izlemek beni daha da mutlu ediyor." Koleksiyonunda Seçkin Pirim ve Ahmet Güneştekin'in eserlerinin sayıca fazla olduğunu söyleyen Hacı Sabancı, onları tanıdığı için çok mutlu olduğunu da belirtti.

TERCİHİM TWITTER

Sosyal medya kullanımıyla ilgili de konuşan Hacı Sabancı, eskiden Instagram'da kendisine yapılan yorumları daha çok okuduğunu ve hatta esprili cevaplar verdiğini, artık eskisi kadar paylaşım yapmadığını anlattı. Sabancı, haber okumak için takip ettiği Twitter'ın şimdilerde en çok kullandığı aplikasyon olduğunu da sözlerine ekledi. Zaman zaman Clubhouse'a da girdiğini belirten Sabancı, yoğun iş temposundan sonra akşamları dizi seyretmeyi tercih ettiğini de söyledi.

EVLİLİK HAZIRLIKLARI BAŞLADI

Geçtiğimiz aylarda Nazlı Kayı ile nişanlanan Hacı Sabancı, evlilik için hazırlıklar yaptıklarını ve pandemi sürecinde düşündükleri tarihte bir organizasyon fırsatı olmazsa ufak bir kutlama yapabileceklerini dile getirdi. Annesi, babası ve erkek kardeşleriyle güzel ve geniş bir ailede büyüdüğünü vurgulayan Hacı Sabancı, geniş bir aile kurmayı hayal ettiğini anlattı.